BATIL İNANÇLAR
ANAMIN İLKİSİYİM DAĞLARIN TİLKİSİYİM
Şiddetli dolu yağarsa bir evin ilk çocuğuna bulunan en büyük dolu kestirilir.
Dolu kesildikten sonra dolunun içine atılır. Böylece dolunun duracağına inanılır.
Bunu keserken de “anamın ilkisiyim dağların tilkisiyim” der. Buda olmazsa çocuğa ezan okutturulur.
GECE YILDIZ KAYMASI
Gece meteor gök taşı düşmesine halk arasın da yıldız kayması denir.
Her insanın bir yıldızı olduğuna inanılır. Her yıldız kaymasında bir kişinin öldüğüne inanılır.
ASKERE KÖPEK ETİ YEDİRMEK
Askere köpek eti yedirilirse köpek gibi düşmana saldıracağına ve köpeklerin sahibine sadık okuduğu gibi memleketine sadık kalacağına inanılır.
KESME AKDENİZ MEŞESİ
Bu ağacın sarı yapraklısı kaynatılıp çimilirse sarılıktan kurtulunacağına inancı mevcuttur.
SİLAH
Boş dolu hiç fark etmez kesin suretle silah üstünden atlanmaz.
Eğer kazara geçen olursa tekrar ters yönde atlatılır. Tüfeğin üzerinden atlanırsa o tüfeğin av vuramayacağına inanılır.
Boş dolu şaka yollu tüfek birine doğurtulmaz. Şeytanın dolduracağına inanılır.
Aynı durum ekmek yapma araçları içinde aynıdır. Bunları yapanın rızkının kesileceğine inanılır.
UN
Yeni değirmenden gelen un çuvalının ağzı çözülmeden üstüne tahra, balta, keser gibi kesici aletler konur.
Bu aletler konursa unun çabuk tükenmeyeceğine, bereketli olacağına inanılır.
HAYVANLARLA İLĞİLİ İNANÇLAR
KUŞ YUVASI
Kuş yuvasına el sürülmez. Eğer el sürülürse yuvayı bozanın elleyenin eli ayağı büzüleceğine, yuvasının bozulacağına inanılır. KARINCA KÖRÜSÜ(YUVASI)
Karınca yuvası bozulmaz. Bozulursa bozanın yuvasının evinin bozulup dağılacağına inanılır.
SÜRÜNĞENLER
Sürüngenlerin en başını yılanlar çeker. Düziçi yöresinde birçok yılan türü vardır bazıları şunlardır: ağveren, engerek, kör yılan, faşık yılanı, kep kepi yılanı, darbız yılanı, başı yağlıklı, evren, ok yılanı, gazel yılanı ve karayılandır.
AĞI VEREN:
30- 40 cm. uzunluğunda kertenkeleden biraz büyük çok hızlı koşan bir sürüngendir.
Bütün yılanlara zehiri bu canlının verdiğine inanılır.
Görüldüğünde öldürülür çok hızlı olduğundan kolay yakalanmaz.
Kaçar kurtulur.
Bu canlı daha çok çalılık alanlarda olur. Çoğu yeşil renklidir.
YILAN ÖLDÜRMEK
Çift gezen yılan öldürüldüğünde eğer biri kalırsa öldüreni mutlak bir gün bulup sokup öldüreceğine inanılır.
Bu bilhassa karayılanlar için daha geçerlidir.
Yılanı öldüren, öldürdüğü yılanın ağzına ya gök boncuk ya un veya ekmek koyarsa , sağ kalan eşi, ha benim eşim hırsızlık yapmış onun için öldürmüşler der, düşmanlıktan vaz geçtiğine inanılır.
Yılanların hiç ölmediğine, ölenlerinde mutlak insan elinden öldüğüne ve öleceğine inancı yaygındır.
YILANIN ŞİFALI TARAFI
Yılanlar ne kadar halkın düşmanıysa bazı zamanda şifa olarak yılan, aranan bir canlıdır.
Lösemi yâda iyileşmeyen yaralara yılancık hastalığı denir.
Bu hastalara yılan eti yedirilir.
Yılanlar yılda bir kere baharla birlikte deri değiştirir bu deriye KAV denir.
Bu kavı gözü ağrıyanlar gözüne sürerse göz ağrısından kurtulur, ineklerin memesinde ki yaralarada bu kavdan sürülür.
Hastalıktan kurtulacağına inanılır.
KAPLUMBOGA( tosbağa)
Söylentiye göre kaplumbağa dermiş ki ”ben öyle bir adam sokarım ki soktuğum adamı güneşten gölgeye iletmem ama ben kaçamam beni öldürürler” dermiş.
BAHTABAKAN (bukalemun)
Aslına kalırsa çok zararsız bir sürüngendir. Hızlı kaçmaz korktuğu bir şey olursa, yâda düşmanını korkutmak için hemen renk değiştirir.
İnsanın yüzüne sıçradığına inanılır. Yapıştığı yerden ayırmak için kırk davul kırk zurna gelirse ancak ayrılır derler.
KERTENKELE( KERTİŞ)
İnsanlara hiçbir zararı olmayan bu hayvan , yazları yüksekçe bir taşın üzerine çıkar kafasını emme basma tulumba gibi indirir kaldırır.
Bu kafasını oynatmasında “Allahım yok, param çok” dermiş. Bu hayvanı halk dinsiz ateist olarak kabul ederler.
Bunun için bu hayvan öldürülür böylece sevap kazandıklarına inanırlar.
EŞEK:
Eşek kırk çeşit yüzme bilir, otuz dokuzunu dener kırkıncıyı denerken boğulur ölürmüş.
Eşek sırtına biri bindiğinde eşek sırtındakine kazma kürek, kazma kürek; Atlarda yatak döşek, yatak döşek dermiş.
Yani atın daha sadık olduğu anlatılıyor. Eşekle, incir ağacından düşenin iflah olmayacağına inanılır.
DOMUZ:
Hiçbir yerde domuz adı söylenmez. Ya dağda gezen, ya hınzır, ya da adı batası adı söylenir.
Adı söylenirse rızkın kesileceğine inanılır. Eti yenmez. Kesinlikle haramdır.
ARI:
Arıların Cuma akşamı yuvalarında toplandığına inanılır.
Bunun için arı nakli Cuma günü yapılması doğru olacağına inanılır.
SARIMSAKLI SU
Bahar gelip canlılar uyanmaya başladığın da evlerin çevresine sarımsak ezilerek su ile karıştırılıp dökülürse yılan akrep çıyan gibi canlılar eve yaklaşmaz derler.
Kükürtte aynı amaç için kullanılır.
ÖKÜZ
Bir yaşını geçen erkek danalar enendiği zaman öküz olurlar.
Çift sürerken öküzün ayaklarına bulaşan toprağa TİME (kimya) toprağı denir.
Bu toprak evde biriktirilip saklanırsa evde hayır bereket olacağına inanılır.
Evin büyük hanımı bu toprağı özenle saklar.
Bu toprak yaylaya göçülecek olursa evin diğer önemli eşyaları gibi gider gelir.
Hatta şöyle bir rivayet var ki; öküz Cuma günü çifte giderken arkasına bakıp çift süren adama acaba bu Müslüman mı kâfir mi dermiş.
Öküzün vasiyeti: Ben ölürsem pöstekimi bir düvenin üstüne atın dermiş.
KEKLİK:
Keklik yavruları insanlar tarafından büyütülür ve büyütülen yavru keklik olunca ava alıştırılır.
Ava alıştırma, keklik dağlarda da evsin denilen yere saklanır.
Burada yalnız kalan keklik ötmeye başlar ötünce yaban kekliği bu sese karşılık verir.
Bakar ki kafesteki evcil keklik gelmiyor uçar kafesin yanına konar, avcı zaten hazırdır. Gelen kekliği tüfekle vurur.
Kendi nesline ihanet eden kuş olduğuna inanılır.
Keklik İran’da Irak’ta, Suriye’de önemli olduğu gibi Anadolu’da çok çok önemlidir. Türkülere şarkılara konu olmuştur.
Keklik gibi kanadımı süzmedim
Keklik kayalı yerde
Keklik idim vurdular
Kekliği düz ovada avlarlar
İki keklik bir kayada ötüyor
Keklik dağlarda çağılar
Keklik idim sekemedim
Keklik uçtu bağa düştü
İki keklik seke seke
Keklik olsam yuva yapsam
Aşağıdan gelen hanım oynasın keklik kebabını yiyen doymasın
Keklik kondu kesmeye
Kekliğim kınalıdır/kanadı yaralıdır.
Keklik gibi alayımı düzmedim
Bilmem okuyucular inanır mı? Bizim köyde eskiden iyi av avlayan keklik için bir inek, koyun, keçi yâda hatırı sayılır para verenler olurdu.
Her evde bir iki keklik bulunur. Keklik bu bölge için o zamanlar da öyle özelmiş ki, sevgililer bile kekliğe benzetilmiş.
Sevgilinin sekişi, ellerinin kınası, sürmesi, ya da kekliğim benim.
Denmesi kekliğin önemini anlatmıyor mu?
KEKLİĞİN UĞURSUZLUĞU
Rivayete göre sahabeler den ikisi düşmandan saklanmak için biri kavağa öteki de üzüm teveğinin içine saklanırlar.
Bunları gören kekliklerden bir tanesi öter. Öterken de <<Ali kavakta, Veli tevekte>> diye ötermiş.
Bunu öğrenen bu sahabeler den biri bunlara bedduada bulunur Allah birbirinizden bulasınız demiş
İBİLİ:
Çitli köyünde inanışa göre yol kenarlarında sabahları fiy fiy diye öten ibibik İsa aleyhi salamın gelmesini beklermiş.
İbili Çukurova’da birçok türkülere ve masallara konu olmuştur.
GÜVERCİN:
Evde güvercin beslemesi uğur sayılmaz. Uğursuzluk getireceği söylenir.
KARTAL:
Kartal dermiş ki eğer şahin dayımdan korkmasam dört yaşlı tosunu yerden kaldırırım dermiş.
KÖSTEBEK: (KÖSTÜ)
Köstüyü boğarak öldürenin elinin uğurlu olacağına inanılır.
Bu kişiler elleriyle bademcik olanların boğazını çekerler.
Bunların elinden boğaz ağrısının geçtiğine inanılır.
YARALI PARMAĞA İŞEMEK:
Herhangi bir yeri yaralanan ve kanama olan yere işenirse kanamanın duracağına inanılır.
Sanırım” yaralı parmağa işemez” sözü de buradan çıkmıştır. YAZAR: Bekir Dağsever