CİHANGİROĞULLARINDAN MÜRŞİT (BİÇER) EFENDİNİN EĞİTİM BELGESİDİR
Ocak 2003 tarihi içinde Kadirli ‘de Okulları gezerken sabahın ilk saat lamında uğradığımız 7 Mart İlköğretim Okulunda bir çay içme molası sırasın de soy adı Biçer olan öğretmen çantasında bulundurduğu bir belgeyi gösterdi.
“Bu belge babama ait ama ne olduğunu bilmiyorum” diyordu. Belgenin kop yasını ısrar üzerine aldım.
İlk fark edilen şey belge üzerinde Osmanlı alfa besiyle ‘Maarif Vekaleti… Erkek İbtidaisi… Tasdiknamesi” yazılarıydı. Devamında ise ” Cihangir Ahmet Ağa oğlu Mürşit Efendi Adâna’nın Karsızül-kadriyye kazası erkek İbtidai Mektebinde tahsilini ikmal ve bilimtihan karibiula dereceyi kazanmış olduğunu mübeyyin tasdikname sureti.
5 Mayıs 1927″ yazıları vardı. Belge içinde Mürşit Efendi ‘nin aldığı notlar ve özelliği hato kında açıklamalara yer veriliyordu.
Tahsil derecesi: Karibulula (iyİ)… Tavır ve hareketi: ondur… Hususi numarası : Sekizdir… Umumi numrosu: altmış altıdır… Müdür ve Başmuallim: İsmail…
Doğduğu yer: Alibeyli Mahallesi … Doğduğu tarih: 1325§1909 ) .
KADİRLİ’NİN OSMANLI’DAN KALAN TARİHİ BELGFELERİNİN YOK EDİLMESİ OLAYI
Kadirli Eğitim tarihinden kıymetli bir belgeyi 1927 yılına ait bir İlkokul bitirme tasdiknamesini bulmuş olmanın sevincini yaşarken düşündürücü gerçeklerimle de karşı karşıya idik.
Bir sefer Mürşit Efendi’nin ailesi ve çocukları bahsi geçen belgenin ne olduğunu bilmiyorlardı. Bu onların suçu da değildi.
1928 yılında gerçekleşen harf devriminden sonra bilim yobazlarının ve siyasi dalkavukların estirdiği Osmanlı düşmanlığı propogandası sırasında çok sayıda tarihi belge ve bilim kaynağı ya yakılmış, ya yok edilmiş veya toprak altında saklanmış . . .
Bir şekilde bilgi kaynaklarının üzerinde kara bulutlar dolaşmıştı. 2003 yılı içinde bezim elimize tesadüf sonucu geçen belge yok olmaktan bir şekilde kurtulanlar içinde şanslı olanı idi.
Yüzyıllardır Osmanlıya Sancak merkezliği yapmış Kadirli hakkında binlerce padişah fermanı, tapu, mahkeme kaydı, vakıf defterleri, resmi yazışmalar vardı.
Bu belgelere ne oldu? Yaşlıların bize anlattığına göre büyük çoğunluğu 1920’li yıllarda üzerine gaz dökülerek yakıldı, yok edildi. Bu uygulamaları yapanlar kendi kafalarından “Cumhuriyet inkılaplarının gereğini yerine getiriyorlar… Osmanlı’yı tarihten silmeye uğraşıyorlardı”…
Oysa ki, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk, Türk tarihinin bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılması, belgelerin korunması, araştırmalar yapılması, yayınlanması için Türk Tarih Kurumu ‘ nü kurmuş… “Türk çocuğu, ecdadını tanıdıkça kendisinde güç bulacaktır” demişti…